Sanatçılar İçin Sessizliğin Önemi
Her sanatçı hayatının belli bir döneminde her zaman insan içerisinde olarak, çok sayıda insan tanımış, bu insanların hayatlarına dahil olmuş veya bu insanların gönüllerini çalmıştır. Aynı şekilde, bir sanatçı kimi zaman kalabalıkta dolaşmış, kimi zaman çok yoğun bir insan gürültüsünün olduğu binalarda yer almış veya sokaklarda kaldırımları aşındırmıştır.
Sanatçılar, her zaman toplum ile iç içe olmuş fakat bir o kadar da yalnızlığı ve sessizliği özlemişlerdir.
Sanatçılar, yapı itibari ile duygusal ve insanlardan uzak kalmayı tercih eden kişilerdir. Sanatçıların bu yapıları, her zaman insan içerisinde olmalarını fakat bir o kadar da insanlardan uzak kalmalarını gerektirmektedir. Sanatçılar ne kadar insanlar ile ilişki içerisinde kalmak zorunda olsalar da, kimi zaman, hatta çoğu zaman sessizliği ve yalnızlığı özlerler. Kalabalıktan ve insanların karmaşasından kaçmak için, her zaman bir yol bulur ve uzaklaşırlar. Sanatçılar yaratım sürecine girdikleri zaman yoğun bir konsantrasyon haline bürünürler. Bu konsantrasyon, kişileri yaratım süreçleri içerisinde her zaman en iyi ve en yoğun şekilde başarılı olmalarına, üretmelerine yöneltir. Sanatçılar, bu sürecin bir gürültü veya konsantrasyon bozan bir hareket ile bölünmesini asla istemezler. Çünkü ilham bir kez gelir ve ilhamın kaçması gelmesinden çok daha kolaydır. Sanatçıların yaratım sürecinin muhteşem bir sessizlik içerisinde olmasının sebebi de budur. Sanatçılar sessizliği severler, çünkü karanlık ve sessizlik her zaman iç dünyanın en iyi şekilde yansıtıldığı ortamlardır.